Kentsel Açılım

25.2.2014

İlk bakışta kentsel açılım, kentsel dönüşüm kavramını çağrıştırmaktadır. Oysa ki kentsel açılım demokratik açılımla birlikte ele alınması, Kentsel Dönüşüme taban oluşturması gereken bir kavramdır.



 Tam manasıyla Kentsel açılım yapılmadan, kentsel dönüşüme geçilmesi, demokratik açılım yapılmadan yeni anayasanın hazırlanmasına benzer.



Nasıl ki demokratik açılım sürecinde “demokratik, eşit haklara sahip ve müreffeh” bir toplumun nasıl olacağını tartışıp ona uygun bir anayasa oluşturma çabasına girmişsek; Gelecekteki insanlarımızın yaşayacağı kentlerin de nasıl olacağı konusunda bir tartışma ortamı oluşturup, yenilenen kentlerimiz için uyulması gereken ana prensipleri belirlememiz lazım.



Bunun adına da kent platformu diyeceğimiz gibi, ”Kentsel açılım” kavramını kullanmamız, konuyu daha güncel duruma getirebilir. 



 Bu süreç yaşanmadan oluşan ve oluşacak yeni çevre ve kentlerimiz, halktan kopuk olacağı gibi, mutlu ve huzurlu bir neslin oluşmasına da hizmet etmez.



Yeni bir medeniyet inşaasında iddia sahibi olan hükümetimiz, nasıl ki kuruluş yıllarımızdan beri oluşan antidemokratik yasalarla yüzleşiyorsa, onları halkımızla uyumlu hale getirmek için çalıştaylar yapıyorsa;bu yıllara ait halkımıza zorla giydirilen çevreyle uyumsuz, sosyal ve kentsel dokumuzu bozan yasalarla da yüzleşmelidir.



 Bu yasalardan dolayı yeşille ve yerel malzemeyle uyumlu şehirlerimiz bir beton yığınına ve rant paylaşım aracına dönüşmüş bulunmaktadır. Bu yasalardan dolayı dede ve torun birbirinden kopuk yaşamaya,mutsuz çocuklar, mutsuz büyükler toplumuna dönmeye mahkum olmuş bulunmaktayız.



Yapılacak ilk işimiz mahalli idareler yasasını yeniden ele alarak, geçmişle, geleneklerimizle ve geleneksel malzememizle kopan bağlarımızı onarmak, modern çağla kucaklaştırmaktır.



Bu konuda atacağımız ilk adım; geçmişte olduğu ve modern dünya’nın bizden aldığı mahalleden yönetim tarzını etkinleştirerek katılımcılık anlayışını kuvvetlendirmek ve yeni imar yasalarının nasıl olacağı konusunda çalıştaylar düzenlemektir.



Aslında bu anlayış kentsel açılımı desteklediği gibi demokratik açılımı da pekiştirecektir.



 Pratikte başlangıç olması açısından; belediye meclisi üyeleri bulunduğu mahalleyi temsil ederek seçilebilirse, mahallelinin siyasete ve mahallesinin gelişimine doğrudan katılımı olacağı gibi, mahallede oluşacak imar ve çevre katliamlarına engel olması daha da kolaylaşacaktır.



Bu durumda; belediye meclis üyeleri kendini kanıtlama imkânı bulacağı gibi, onların hesap verebilir bir konuma gelmesi imkanı da doğacaktır.



Bu konu; kentsel açılımın idari boyutunun yalnızca temsil kısmının küçük bir nüvesini teşkil etmektedir. Aslında ulaşılmaz, soğuk yüzlü belediyecilik anlayışının ıslah edilmesi, kurulacak yeni medeniyetin olmazsa olmazlarındandır.



Konunun idari boyutundan teknik boyutuna geçecek olursak; teknik boyutun daha önemli olduğunu,yaşam tarzımızı, aile hayatımızı doğrudan etkilediğini görürüz. Bu konu  çevremize yön veren, halkımızın mutlu olup olmaması ile yakın alakalı olan imar ve çevre düzeni planları ve bunların hazırlanış şekilleridir.



İmar ve çevre düzeni planları hazırlanırken öncelikle bu planların veri tabanları yeniden ele alınmalıdır. Halkımızın nasıl bir evde, nasıl bir mahallede nasıl bir şehirde yaşamak istediği, tıpkı demokratik açılımda olduğunu gibi tartışmaya açılmalıdır. Apartmanlaşma bir dayatma olmaktan çıkarılmalıdır. Yine bu planlar ihaleyle değil halkın katılımının sağlanacağı yarışmalarla ele alınmalıdır.



Yeni medeniyetler oluşturacak mutlu bir toplum istiyorsak, problemsiz bir çevre oluşturma çabasına girmeliyiz. Kentsel dönüşümle ve (ihaleyle sipariş verilen) çevre düzeni planlarıyla, imar planlarıyla oluşan yeni çevreler; Bu amaca hizmet etmemektedir.



Çevremizin oluşumuna yön veren yasaların idari ve teknik boyutu yeniden ele alınmadan, bu konuda toplumsal bir uzlaşı sağlanmadan yeni bir medeniyet oluşturmamız imkânsızdır.



Bunun yolu da; bu konuyu demokratik açılımda olduğu gibi halkımıza götürmek ve yeni bir sürecin temelini atmaktır. Bu sürece biz ”kentsel açılım” isminin uygun düşeceğine inanıyoruz.


Sosyal Ağlarda Paylaş