Bilinçli Kentsel Dönüşüm Projesi
Geçtiğimiz günlerde Urfa?da yaşanan deprem sarsıntısı yürekleri ağızlara getirmeye yetmişti. Birkaç saniye süren oldukça şiddetli deprem Adıyaman Samsat merkezli olsa da Viranşehir?de bile hissedilmişti.
Sarsıntının ardından yeniden akıllarımıza mevcut konut stoklarımızın güvenirliliği geldi.
Uzmanlar, Urfa?daki konut stoğunun yüzde 80?inin deprem riski altında olduğunu söylerken buna karşı nasıl bir önlem aldığımızı düşünmek gerekiyor.
Ancak böylesi bir sarsıntı sonrası yeniden gündemimize girebilen riskli yapıların yerini sağlam binaların alması için uygulamaya konan kentsel dönüşümü daha çok konuşmak, daha çok proje üretmek ve uygulamaya koymaktan bahsedilmeli.
Malumunuz ki, şehirlerin silüetini değiştirmesi beklenen kentsel dönüşüm uygulaması kamunun etkisi olmadan istenilen şekilde gerçekleşmiyor.
Kentsel dönüşüm, idarenin kontrolünden çıkıp özel sektör eliyle işletilmeye başlayınca kentsel olmaktan çıkıp bina dönüşümü şeklinde gerçekleşiyor. Hem riskli binalara sahip olanlar hem de riskli binaları yıkarak yenisini yaptırması hem de müteşebbislerin kar amacıyla bu işe yönelmesi kentsel dönüşüm fikrini amacının dışına çıkarmaya yetiyor.
Oysa kentsel dönüşüm, şehirlerin yapısını değiştirecek, sosyal alanları, otoparkları, dinlenme alanları ile insanlara çağdaş bir şehir kazandıran uygulama olmalı değil midir?
Kentsel dönüşüm ile depremden korunan binalar üretmek kadar, çarpık yapılaşmanın da önüne geçmek de önem taşıyor.
Mevcut haliyle uygulanmaya devam ettiği sürece kentsel dönüşümden beklenen neticeyi elde etmek hayal olur.