Elbette var ama tek elin parmaklarını geçmiyor.
Şu anda Şanlıurfa’da müteahhitlik yapanların sayısı her geçen gün çoğalıyor ve bir o kadar da emlak komisyoncusu var. Nedir bu bolluk diye sormayın. Arazi fiyatlarındaki patlama anlamında ŞANLIURFA'nın eşi yoktur!
Arsa fiyatlarının uçması, doğrudan konutlara yansımaktadır. Yeni imar yerlerinin açılmaması, açılan yerlere altyapı ve yol hizmetlerinin götürülmemesi, imara açılan yerlerin spekülatörlerin elinde olması başlıca sorunlardan biridir.
‘Alan razı, satan razı’ diye düşüneceksiniz ama görünen tablo hiç de öyle değil.
Dolaşın Karaköprü semtini, pencerelerinde “Sahibinden satılık” yazısı asılı yüzlerce konut görürsünüz. Sahip olduğu üç-beş kuruşla yap/sat pazarına dalanlar, zaman içerisinde banka kredisinin esiri oluyor. Dar bir sermaye ile büyük yatırımları yönetmek zor geliyor. Üç kuruş denkleştiren kısa sürede köşeyi dönme hayaliyle kendi çapında müteahhitliğe soyunuyor.
Elde kalmış daireler.
Boşu boşuna geçen zaman ve emek..
Modaya uyup altına jipi çekerek Urfa caddelerinde hava atanlar, şimdi banka borcunu ödemek için çaba içinde.
Kısaca özetlemek gerekirse, Urfa’da inşaat sektörü hızlı bir gelişim göstermenin yanında ciddi bir maddi krizle de karşı karşıya.
Başını sokacağı bir ev hayal edene lüks rezidans projeleri göz kırparken, iş çevreleri toplu konut projelerinden rahatsız.
Kooperatif ruhu tarih olmuş, işbirliği-güç birliği unutulmuş.
Haset ve kıskançlık her kesimi esir almış.
Sırf “şekil olsun” düşüncesiyle, ayak yorganın altından çıkmış.
Hızlı ve kısa bir tahlil yapmamız gerektiğinde bunları not edebiliyoruz.
Bunlar aynada gördüklerimiz.
Ortada bir sorun varsa mutlaka çözüm de vardır.
Peki sorun nerede, kimde?
Burada mı, başka yerde mi? Bizde mi, başkasında mı?
Cevabını aramaya ve çözümler üretmeye devam etme dileğiyle...
İsmail Kırıkçı