Deprem ve Hazır Beton - Zeki Yıldırım

Beton, binaların deprem performansını etkileyen en önemli iki yapı malzemesinden biridir. Bunlardan biri İnşaat çeliği dediğimiz “Betonarme çeliği” , diğeri ise kısaca beton olarak adlandırdığımız “Betonarme betonu” dur. Bu anlamda beton binaların yapısal güvenliği açısından hayati öneme sahiptir.

Deprem ve Hazır Beton - Zeki Yıldırım
23.12.2013    |   Bu Haber 2140 kez okundu.
Paylaş:

Beton; Medeniyet Mühendisliği (Civil Engineering) olarak da bilinen İnşaat Mühendisliğinde,  insanlık tarihinin gelişiminde ve eski medeniyetlerin günümüze kadar gelebilen eserlerinde önemli bir yere sahiptir. Piramitlerin yapımında kireç bazlı bağlayıcıların kullanılmış olması, Orta Asya ile Anadolu’da Horasan Harcı adı verilen bir bağlayıcının kullanılmış olması ve buna benzer medeniyet gelişirken bir çok örneğin oluşu beton olarak nitelendirilebilecek malzemelerin tarihinin çok eskilere dayandığını göstermektedir. 

Çağdaş beton teknolojisinin başlangıcının ise 1800’lü yılların başında Louis Vicat’ın ilk yapay çimentoyu üretmesi ve Joseph Aspdin’ in “Portland Çimentosu”nun patentini almasıyla başladığı düşünülmektedir. Daha sonra yapılan çalışmalar neticesinde Betonarme(Beton ve çelikten oluşan kompozit yapı) ve  Betonarme yapı sistemlerinin bulunmasıyla, beton yaygın bir şekilde kullanılmaya başlamıştır. 1900’lü yılların başında ilk “hazır beton” patenti alınmıştır. Beton üretim teknolojisinde yaşanan gelişmeler, kullanılan hammaddeler ve özellikle kimyasal katkılarda yaşanan gelişmelerle, günümüzde çok geniş bir kullanım alanı olan beton, sudan sonra dünyada en fazla tüketilen malzeme haline gelmiştir. Çok ekonomik, üretimi ve kullanımı kolay, uygun kullanımında güvenli, dayanıklı ve servis gerektirmeyen, temel yapı malzemesidir.

İnşaat sektörü son bir kaç yıla kadar Türkiye’nin ekonomide öncü sektörlerinden biri olmuştur. Bu gelişmeye paralel olarak hazır beton teknolojisinin gelişmesi de kaçınılmaz olmuştur.

Hazır beton sektörü Türkiye’de diğer ülkelerle karşılaştırıldığında oldukça yenidir. Almanya hazır beton sektörünün ilk oluştuğu ülkedir ve bundan yaklaşık 100 yıl önce hazır beton endüstrisi kurulmuştur. Türkiye’de ise 1976’da ilk hazır beton üretimi Ankara’da başlamıştır.        

Beton ve deprem ilişkisine gelecek olursak;

Yer kabuğu içerisindeki kırılmalar nedeniyle ani olarak ortaya çıkan titreşimlerin dalgalar halinde yayılarak geçtikleri ortamları ve yer yüzeyini sarsma olayına kısaca “deprem” denilir. Türkiye de oluşan depremler büyük çoğunlukla tektonik depremlerdir. Betonarme bir yapıda Yapısal elemanlar betonarme dediğimiz kompozit yapıdan oluşur. Bu yapının bileşenleri ise beton ve çeliktir. Deprem sırasında binaya gelen deprem enerjisini karşılayan ve sönümleyen sistem binanın yapısal sistemini oluşturan betonarme elemanlardır. Dolayısıyla betonun insan hayatı için ne denli önemli olduğu görülmektedir.  Deprem bugün için önlenmesi mümkün olmayan ancak gerekli önlemleri alındığında verdiği zarar ( can ve mal kaybı ) minimize edilebilen bir doğal felakettir. Bu önlemler içerisindeki en önemli unsurlardan biri ise, yapıyı oluşturan temel yapı malzemesi olan betonun Standartlara uygun olarak üretilmiş olmasıdır. Bu ise ancak hazır beton teknolojisi ile mümkündür. Çünkü hazır beton modern otomasyonlu tesislerde standartlara uygun olarak üretilen döküm öncesi ve sonrası denetimi yapılan temel yapı malzemesidir. El yada betonyer ile üretilen betonlarda sürdürülebilir standartta beton üretmek mümkün olmamaktadır.

İnşaat Mühendisleri Odası tarafından 1994 yılında İstanbul'da yapılan bir araştırmada, yerinde dökme betonla hazır betonun karşılaştırıldığı rapor sonuçları çarpıcı bir şekilde yerinde dökme betonların gerek ortalama basınç dayanımları gerekse standart sapmalarının kabul edilmez seviyede olduklarını göstermektedir. Hazır betonun ise bu betonlara oranla iki kat daha güvenli olduğu sonucu saptanmıştır. İnşası tamamlanan yapıda, oluşabilecek bir hasar sonrası betonun iyileştirme imkanının bulunmadığı veya çok pahalı olabileceği göz önüne alınırsa, hazır betonun hem daha güvenli hem de daha ekonomik olduğu belirlenebilir.

Deprem kuşağında bulunan ve yapılaşmanın yoğun olduğu ülkemizde inşaatlarda kesinlikle standartlara uygun, yüksek dayanım sınıflarında üretilmiş betonların kullanılması gerekmektedir; betonun kaliteli olabilmesi ise, ancak modern hazır beton tesislerinde, bilimsel yöntemlere göre imal edilip, standartların öngördüğü şekilde kalıplara yerleştirilmesiyle mümkündür. TS 500 Standardı'nda, beton üretiminin ancak otomatik tartım, yani "hazır beton" şeklinde yapılabileceği belirtilmektedir. Elle beton dökmenin gayri ekonomik olduğunun ve yeterli mukavemet elde edilemediği için büyük riskler taşıdığının, beton kullanıcılarına anlatılması gerekmektedir.

Bununla birlikte toprakların çoğu deprem kuşakları üstünde bulunan ve kaçak ve kuralsız yapılaşmanın korkunç boyutlara ulaştığı Türkiye'de standartlarca izin verilmeyen ama herhangi resmi bir karar ile de yasaklanmayan elle üretilen betonun taşıyıcı sistemlerde kullanılmasının artık yasaklanması gerekmektedir. Hızlı büyüme esnasında kurulan birçok hazır beton tesisi, standart dışı - kalitesiz beton üretimiyle haksız rekabete neden olmaktadır.

Yapılaşmanın artarak sürdüğü Şanlıurfa’da, hazır beton sektörü  nicelik ve nitelik açısından her geçen yıl olumlu gelişmektedir. İlimizde  Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ nın yetkilendirdiği MED ARCH Yapı Malzemeleri & Zemin Kalite Kontrol Laboratuvarı’nın sıkı denetimi ve yapı üreticisini bilinçlendirme çalışmaları sayesinde Şanlıurfa’da  hazır beton üreticileri Hazır Beton Teknolojisi alanında çok ciddi yatırımlar yaparak ticari kaygıları bir yana bırakıp tamamen yapısal güvenliği ve buna bağlı olarak yapılarda yaşayacak insanların can ve mal güvenliğini temel hedef olarak benimseyen üretim politikalarıyla kaliteyi yükseltmişlerdir. Hazır Beton Teknolojisindeki bu ilerlemenin öncülüğünü bu alanda yaptığı ciddi yatırımlarla Çavuş Grup’a bağlı üretim yapan “Çavuş Beton”  firması yapmıştır. İlimizde beton üretiminde faaliyet gösteren tüm firmalar hazır beton teknolojisinde güncel kalmak için çabalarını sürdürmektedir.

Endüstrinin her alanında üretim yapan herkesin insan odaklı üretim yaptığı ve her şeyin insan için olduğu bir Türkiye temennisiyle…

Zeki Yıldırım