2011 yılında uygulamaya giren Yapı Denetim Kanunu akabinde Şanlıurfa’da kurulan MED-ARCH Yapı Malzemeleri ve Zemin Laboratuvarı hem güvenli yapıların inşa edilmesine hem de kentsel dönüşüm alanında güvenli yapıların yükselmesine öncülük ediyor.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan lisanslı Yapı Malzemeleri – Zemin Laboratuvarı ve Kentsel Dönüşüm kuruluşu MED-ARCH kurucusu İnşaat Mühendisi Zeki Yıldırım ile firmalarını, faaliyetlerini ve Şanlıurfa’nın kentsel dönüşüm kapsamına girmesi gereken riskli bölgelerini konuştuk.
MED-ARCH’nin yaptığı işi tanımlar mısınız?
2011 yılında uygulamaya giren Yapı Denetim Kanunu’yla birlikte artık malzeme kontrolleri de yasal zorunluluk haline geldi. Yapı Denetim Kanunu uygulama yönetmeliğinde de açık açık bellidir. Her inşaatta bütün yapı malzemelerinin özellikle beton ve çelik testlerinin mutlaka yapılması gerekiyor. Yasanın yürürlüğe girmesiyle biz de bakanlıktan lisansımızı alarak laboratuvar olarak faaliyet göstermeye başladık. Bu yasa yürürlüğe girmeden önce beton kalitelerinde çok ciddi sıkıntılar vardı. Hatta yapı denetim kanunun uygulanmasıyla birlikte hemen sıkıntılar çözülmedi. Çok uzun bir süreç aldı. Bundan sonra beton agregasında hem beton üretiminde yüzde yüzün üzerinde kalite artışları meydana geldi. Bunu gururla söyleyebiliyoruz, bugün firma olarak gerçekten bizim sayemizde, bizim mücadelemizle hem üreticiyi hem müteahhidi bilinçlendirerek bugünkü seviyelere geldiğimizi rahatlıkla söyleyebiliriz. Elbette ki kaliteli beton üreten firmalarımız vardı. Bizim bilgilendirmemiz ve tavsiyelerimizle kalitesi geride olanlar da bilinçlendirilerek beton kaliteleri artırıldı. Meslek örgütü faaliyetlerimiz de bilincin artmasında önemli etkendi. Hem üreticileri, hem müteahhitleri bilinçlendiren etkinlikler yapmamız kaliteyi çok yükseltti.
Kentsel dönüşümde Şanlıurfa ne kadar bilinçli?
Çok yetersiz. 2013 yılından bu yana farkındalık yaratmaya çalışıyoruz. Salt bizimle değil, gerek Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, gerek büyükşehir belediyesi ve ilçe belediyeleri bu konuda eğitimler aldılar. Biz de lisanslı kuruluş olarak bu sorumluluğu üzerimize almışız. Kentsel dönüşümle ilgili kanunun çıkarılış amacı nedir, kanunun kapsamı, uygulama esasları, sunduğu destekler, kanunun uygulanması ile şehrin ve ülkenin kazancı anlamında insanları çok bilgilendirdik. Bilgilendirme faaliyetlerimiz de devam etmekte.
Şanlıurfa genelinde şimdiye kadar kaç yapıyı kentsel dönüşüm kapsamına alabildiniz?
İl ve ilçe bazında 1000’in üzerinde yapıyı kentsel dönüşüm uygulaması kapsamın aldık. Bu 1000 civarındaki yapıdan işlemi tamamlanmış ancak henüz yıkılmamış olanlar var, yıkım süreci tamamlanıp yerine iskan alan var, halen inşaatı devam edenler var. Örneğin Şanlıurfa Emniyet caddesinde birkaç bina sayemizde dönüştürülerek çok güzel sağlam yapılar inşa edildi. Yine Karaköprü’de, 98 bağımsız birimden oluşan Sefa Yapı Kooperatifi binaları var. Bunun da işlemlerini yaptık. İmalat süreci de çok sıkıntılı geçmiş oldukça riskli bir yapıydı. Yapısal incelemeleri yaptığımızda, insanların Allah’a emanet yaşadıklarını gördük. Kentsel dönüşüme tabi tuttuk, şu anda çok güzel bir projeyle geliyorlar. Bu proje, Karaköprü’de toplu kentsel dönüşüm anlamında bir ilk olacak. Aynı zamanda Türkiye’de de örnek gösterilecek bir çalışma olarak kayıtlara geçecek.
Yapı stoğu riskli olan bölgelerimiz var mı?
Planlı alanlardan bahsedersek bunun başında Bahçelievler’i sayabiliriz. Plansız alanlar, yani gecekondu bölgeleri zaten keşmekeş. Bunun yanında Bamyasuyu, Paşabağı, Ferahkent, Yeşildirek, Yenişehir’in büyük bir kısmı ile eski sosyal evler, Esentepe’deki eski kooperatif binaları, Emniyet caddesinden Uçaksavar kavşağına inen yol, Viranşehir yolu ve Diyarbakır yolu arasında kalan bir çok yapı risk taşıyor. Çünkü buralarda inceleme yapıyoruz. Elimizde raporlar var ve bu raporlara göre bunu çok rahatlıkla söylüyorum. Buradaki yapıların çoğu riskli sınıfındaki yapılar. Dolaysıyla kentsel dönüşümle bunlar çok rahat dönüştürülebilecek yapılar.
Kentsel dönüşüm için en büyük görev kime düşüyor?
Kentsel dönüşümün kendiliğinden olması için belediyelerimize de çok büyük roller düşüyor. Belediyelerimizin, binalarını yenilemek isteyen mülk sahiplerinin ve yatırım yapmak isteyen müteahhitlerin önünü açmaları gerekiyor.
Danışmanlık anlamında bir çok hizmeti ücretsiz veriyorsunuz. Bunun sebebi ne?
Biz hem yapı malzemeleri kontrolü, hem de kentsel dönüşüm anlamında lisanslı kuruluş olarak kentimiz için sırf ticari düşünmüyoruz. Kentimiz için üzerimize düşen ne görev olursa, sosyal sorumluluk projelerine, bilgilendirme projelerine katkı sağlıyoruz ve bu yönde gelen taleplere cevap vermeye hazırız.
Kentsel dönüşüm süreçleri nasıl işliyor. Binadan bir kişi mi başvuracak, çoğunluk mu olmalı?
Binada mülk sahibi olan bir kişinin nüfus cüzdanı ve tapu fotokopisi ile bazı evrakları tamamlayarak bir dilekçe ile bize başvurmaları, riskli yapı tespiti kontrolü istemesi yeterli. Riskli yapı tespit edilirse, yeni binanın kim tarafından ne şekilde yapılacağı konusunda hazırlanacak ortak karar protokolünde ise bina kat maliklerinin üçte iki çoğunluğu aranıyor. Çoğunluk sağlandıktan sonra ister kentsel dönüşüm kapsamında krediden faydalanıp kendileri yapabilirler, isterlerse bir müteahhitle anlaşıp yaptırabilirler veya arsayı değerlendirip farklı yöntemlerle bu dönüşümü gerçekleştirebilirler. Bu, bina ortak karar protokolü ile sağlanabiliyor. Üçte iki çoğunluk sağlandıktan sonra protokolün yapılması için tüm maliklerin rızalığı aranmıyor. İtiraz edenlerin mülkünün satın alınması teklifinde bulunuluyor, bunu da reddederlerse kentsel dönüşüme engel oldukları tutanakla Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na bildirildiği takdirde res’en kamulaştırma yapılıyor. Böylelikle dönüşümün önü açılıyor.